29 Ekim 2011 Cumartesi

yapılanlar/yapılamayanlar

Son zamanlar zor zamanlardı milletimiz için. Yüce Yaratıcı daha büyük imtihanlardan korusun diye dua ettik hep. Bir yandan hayat devam etti tabii. Olağan süreç budur her zaman. Ama gördüm ki birleşince memleketim zorda kalana nasıl güzel eller uzandı. Şükür! Boş durmadık tabii, üzüldük bir yandan diğer yandan ev temizledik, misafirlere kurabiye yaptık, ateşlenen ufaklığı doktora götürdük, antibiyotik kullanmamak için direndik, birebir ölçüde zeytinyağına pekmez kattık şurup gibi ölçek ölçek içirdik, komşumuz muhallebili tatlı için incir vermeyi unutunca evdeki malzemeyle yeni tatlı tarifleri bile öğrendik. Bu arada meğer tavukgöğsü sakızlı muhallebiden daha katı kıvamlıymış, insan istese 15 dakikada evin tamamını süpürebildiği halde 2 saatte bebeği kucağında gezdirmesine rağmen uyutamayabilirimiş, Leyya ablasından aldığı kumaşları evin baş köşesine koyar gelir gider okşar, bir türlü makasla iple bir araya getiremeyebilirmiş. Meğer market alışverişinin büyük bir kısmını hazır gıda paketleri kaplarmış, ev hanımı olmak demek her zaman taze yemek pişirmek olmayabilirmiş, ha bir de sıcacık ortamda, her gün havalandırılmasına rağmen evde bile çocuk hastalanabilirmiş. Ev hanımı olmak öyle sandığım gibi bir şey değilmiş ama hala sıkılmadım bu yeni mesleğimden, çünkü daha sıkılmaya zaman bulamadım. Ev hanımlığının ayrıntıları tüm bunları yaparken ya da yapamazken vazgeçmeden devam ettiğim kurdelelerimin fotoğraflarını çekebildikçe yazacağımı düşünüyorum.

22 Ekim 2011 Cumartesi

başlık hüzün

Yazasım gelmiyor, bu kadar acı varken ülkemde… Komşusu açken uyuyan misali olmamak için dua ediyorum, lanetleyerek vakit kaybetmek istemiyorum, zaten bir hesap günü var. Tüm bunları gören ve kaydeden var. Dua ediyorum Allah sabır versin acının değdiği sinelere..

8 Ekim 2011 Cumartesi

tühhhh!




Kaçırdım ikindi güneşini.. birden hani bir sıkıntı basar da insanı, kendini dışarı atar ya.. Ya da bu bir tek bana mı olur? Yeni ev hanımlığımı kutlarken, ev hanımlığını tanıyorum yavaş yavaş. Meğer insan evden sıkılırmış, meğer insanın canı şöyle bir dışarı havası, insan siması, trafik gürültüsü, sevmediği şarkıcı  sesi, kirlenmiş pantolon paçası, zorla itilen bir bebek arabası çekermiş… ya da canı şöyle süslenip yeni yaptığı kolyeyi takmak, dostlarıyla tesadüfen karşılaşmak, çocuğunun parkta oynarken çıkardığı cıvıltıları duymak, indirimdeki reyonlardan sırf para harcamış olmak için, alışveriş sepetine doldurmak  istermiş de bahane olarak canı sıkılıverirmiş… canı sıkılıvermeden önce de biriktirdiği üç beş çiçeği işte böyle minik el havlusu olarak değerlendirir, gezip tozduğu için ikindi güneşini kaçırır, akşam serinliğinde balkonda kuş görmüş kedi gibi yerinden sıçrar, tüm konu komşunun ne yapıyor bu kadın elinde fotoğraf makinesi bakışlarına muzip gülümsemeyle karşılık verip o düğmeye basar, şipşak! işte şipşaklar…







7 Ekim 2011 Cuma

sonuç



Nil Karaibrahimgil şarkıları  dilimde, iyi ki yapmışım!
Çok keyifli oldu, çok severek yaptım, renkleri çok beğendim. Gelin kız gibi oldu. Eşim kendini aşıyorsun dedi, gerçi bu onun kalıp motivasyon cümlesidir, pek dikkate alınmasa da olur J Önemli olan yaparken benim ne hissettiğimdi, iyi hissettim. Şimdilerde satılıyor ya ürünler, kendimi deniyorum, yoruluyorsam, çok zaman harcıyorsam, uff bitsin hadi hissi geliyorsa diye tetikteyim. Olursa bırakıcam satmayı kendime sözüm var. Daha alışamadım bu işlere, satmak beni hala geriyor. Kendimi teselli ediyorum, keyifli vakit geçiriyorsun bak diye..  evet evet gerçekten seviyorum ben kurdeleleri… Satmak sadece sadece………………   cevabım hala yok galiba….
Sürecin düşünceleri  zorladı bu kez beni biraz.
Ama sonuç belli, iyi ki yapmışım. Gidene kadar da seyredicem masanın üstüne koydum…


Meral Sanatevi: 3.HEDİYE ÇEKİLİŞİ

Meral Sanatevi: 3.HEDİYE ÇEKİLİŞİ: Kung fu panda nın malum şiş göbişli Po su ağır ağır çıktıktan sonra bağırır, kapıyı kapatmayıııın! ister ki o da görsün ejderha savaşçıyı. şimdi ben de bağırıyorum : çekilişi kapatmaayıııııın! bu arada hatırlatayım :  Po ejderha savaşçının ta kendisidir :) Ona göre :)

6 Ekim 2011 Perşembe

süreç






           Bir peçete halkasının oluşum evreleri, bugünkü dersimiz, diyecekmişim gibi…. Ee yedi yılın alışkanlığı var tabii.. Bir peçete halkası hazırlamak için önce özenle kurdele cinsi ve rengi seçilir, birlikte uyum sağlayacağı yan malzemeler üstüne tutulur tutulur çekilir, bu arada tüm boncuk kutuları masa üstünde, tüm kurdele paketleri masa altında, uyumamak için direnen bir bebek kucakta, 20 defa izlenen çizgi film kulakta, replikler artık ezberde… seçim işlemi başarıyla tamamlanınca da şöyle çıtırından bir gurur J  yok daha bitmez, nerdeee…

   İkinci aşama, model seçimi, bu aşama fotoğraflarla anlatılacaktır, malum, görseli var dilseli var, dokunsalı var… gerçi dokunsala çaremiz yok ama görseller buyursun,
Deneme 1  :





 Olmaz, neden mi? Bu çok yassı bir çiçek oldu, bebek saç bandına daha uygun..





Deneme 2:


Çok yalın durdu, beyazı kullansak çok kabaracak, ama harika bir taç olurJ








Deneme 3:

 

Olmaz, hiç olmaz, minicik oldu, ben bunu bir kolyede ya da şu bileğimdeki bileklikle kullanayım..






Deneme 4 :

 Sonuç: çok şükür

Saat: 00:30

Oda: oğlumu kaybetsem bulamam J
Eşim: uyumuş

Ben: yorgun

İçim: rahat, yarına üretim vaaaaar.



   Bir ara da sonucun 12 evresini  resimleriz artık :)



5 Ekim 2011 Çarşamba

muhabbet



Yine çok keyifli dakikalar geçirdim az önce facebook ta. Çok fazla ortak yönümüz olan biriyle tanıştım. Adı bir peri kızı gibi J ama yazmıycam tabii. Bazen çok eğlenceli oluyor bilgisayar başında vakit, ama elbette ki kurdelelerle ve çiçeklerle de çok keyifli,  işte bu keyfin birkaç meyvesi…






3 Ekim 2011 Pazartesi

fairy tales


    Aslında başlık reklamın gücü olmalıydı. Benim minicik, ufacık tefecik, içi dolu şirinlik oğluma etkisini anlatmak istiyorum,  ama oldu olacak reklamın etkisini kendi ürünlerimin reklamını da yaparak anlatsam:)  Yeni öğrendiğim kurabiyenin dışını süslemek için önce eritilmiş çikolataya sonra da iyice çekilmiş çikolatalı mısır gevreğine bulamak  gerekiyor. Ben de ellerinde koca bir listeyle markete gönderdim paşamla efendiyi. ( burda efendi eşim oluyor J ) koca paketi gösterdi gelince oğlum, “annecim bunun her tabağında ayrı macera var. “ dedi.  Yemez, hatta sevmez ama ezberlemiş bilinçaltı yavrum, kim bilir daha ne incileri vardır bilinçaltında daha dökmediği..
   Şimdi ben de keyifle bilinçaltınıza bir slogan yerleştiriyorum : her parçası ayrı bir  peri masalı bu saç bantlarının.  Adı  da öyle, Amerikanca özentisiyle, Fairy Tales…
cinderella




sleeping beauty

rapunzel


the little mermaid

snow white


bunlar da isimsiz .....