30 Kasım 2011 Çarşamba

Nuray için..




Huzurlarınızda kurdele işi ayak havlusu ve saz ekibiiiii   !









şimdi bu resimler adsız, sansız neden mi burda? Nuray için.. Nuray için ellerinde kahve görücüye çıktılar.. Allah'ın emri , Peygamberin......
kendi yaptığım havlu takımını övmek gibi olmasın, pek bi hoşuma gittiler..

26 Kasım 2011 Cumartesi

yorgun, yoğun..

Evde bir koşuşturmacadır aldı başını gitti, hatta benim başımı da aldı yanına, doldurdu zihnimi, elimi, günümü..  Evde daha sıkılamadım bir türlü, hatta sıkılacak zamanı bulamadım hala. Daha cetvelle 65 santimi anca gösteren yeni yetme Çınar bebek bir yandan, bitmez tükenmez deneyleri ve bilimsel cümleleriyle ne kadar büyüdüğünü göstermesine rağmen her sabah bebekcilik adını verdiğini evciliği oynadığımız Efe oğlan bir yandan( burda diğer yandan diyemiyorum çünkü yanlar o kadar çok ki, ikiyle bitmez.) akşam eve geldiğinde günün 4 te 3 ü bitmiş olmasına rağmen bana evin temizlikçisi, çaycısı, garsonu gibi daranıp  hatta ve hatta tüm günümü daha hala anlatmakla bitiremediğim yorgunluklarla geçirmiş olmama rağmen benden güleryüz ve iltifat bekleyen eşim, öte yandan bitmez kelimesinin anlamını bana yeni yeni öğreten ev işleri, yemekleri, diğer öte yandan yapmak istediğim, tutkuyla bağlı olduğum en büyük eğlencem, hobim sevgili kurdelem varken,  kendine bir öte yan açıveren umutlu ve mutlu ev kadını arkadaşlarıyla haftanın iki günü yapılan kurrdele işi kursu.. e bakla nihayet çıktı ağzımdan: boyumdan büyük iş açtım başıma, sanki ben kurdeleden çok anlar, sanki kuralıyla katlar büzer, sanki kitabını yazmış gibi utanmadan bir de dedim ki, ben boşum bayanlar, öğrenmek isteyene anlatırım! Ha ben miyim diyen, biri haftanın ilk günü diğeri geri kalan bütün günü olmak üzere arkadaşlarla kurdele çalışıyoruz, muhabbetine, çayına, kurdelerle oynamasına..  Gırgır şamata, öğrenen yok ha! Maksat muhabbet.. Benimle beraber bebeği olup işe ara veren arkadaşların selamını alıyorum, çok sıkıldık diyorlar, Allah aşkınıza azıcık da sıkılacak zaman ben istiyorum, ben , ben kurdelelerin delisi, evinin yeni kedisi, külkedisi,  iki pamuk prensin  annesi…
Bir de bitmiş bir bohça takımı, fotoğrafları çekilmediği için yayınlanamayan havlular, çektiğim resimlerinden utandığım için yayınlamadığım üç beş kurdele işim daha var.. Biran önce çiçeklerimi oldukları gibi güzel gösteren makine icat edilmeli, ya da bizim eve fotoğrafçılık kursu açılmalı, malum balkonda ışık kalmadı, mevsim döndü..


3 Kasım 2011 Perşembe

yine balkondaydım :)







Çok özledim yazmayı, ama bir türlü resim çekememiştim, hava soğuk, hafif karanlık, puslu e resim güzel olur mu? Cık! Derken kurdeleler bana ilan-ı aşk ettiler, bir araya geldiler meşk ettiler bir de ne göreyim çiçekler bana kalp çizmişler, kendileri yaptılar hakikaten, yalanım varsa iki elim kurdelelerle dolsun, hep yeni çiçekler tasarlıyım, yok yalanım, yakalarsanız yalanımı beni ömür boyu kurdeleleri sevmeye, onlarla bir şeyler üretmeye mahkum edin. Ciddiyim, kendiliğinden oldu, kurdeleler aşık oldu, hem de bana …. E ben de bu anı kaçırmadım koştum havlunun üstüne dizilen kurdeleleri resmetmeye.. Eh artık benden iyisi yok, sevdam karşılıklıymış meğer 